Tweet |
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TERÖRLE MÜCADELEDEKİ TEMEL YAKLAŞIMI: ANAYASA, HUKUK VE MİLLETİN VİCDANI
Uzun konuya ilişkin açıklamasında: "Son dönemde İmralı’da terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşülmesi yönünde yapılan açıklamalar ve tartışmalar, milletimizin hukuka ve adalete olan inancını zedeleyecek bir noktaya gelmiştir.
ANAYASAL SORUMLULUKLAR VE DEVLETİN TAVİZ VERMEZ DURUŞU
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 1. ve 2. maddeleri, devletimizin bölünmez bütünlüğünü ve hukukun üstünlüğünü esas alır. Anayasa’nın 10. maddesi, herkesin kanun önünde eşit olduğunu vurgular. Terörle mücadele, bu anayasal ilkelerin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerinin korunmasını gerektirir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na göre, terör faaliyetlerine katılanların yargılanması ve cezaevlerinde tutulması, hukuk devleti anlayışıyla yürütülmektedir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (5275 sayılı) 22. maddesi, mahkumlara tanınan hakları ve bu hakların sınırlarını belirlemektedir. Devletin görevi, hukukun öngördüğü çerçevede adaletin yerine getirilmesini sağlamaktır" dedi.
BARIŞ VE BİRLİK TALEPLERİ HUKUKUN İÇİNDE KARŞILANMALIDIR
Adalet Birlik Partisi Genel Başkanı İrfan Uzun, son günlerde İmralı’da yapılması planlanan görüşmelere ilişkin kararlı ve net bir duruş sergileyerek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti, terörle mücadelede, milletimizin vicdanına, hukukun üstünlüğüne ve devletin anayasal sorumluluklarına uygun hareket etmelidir. Abdullah Öcalan gibi bir terör örgütü liderinden medet umulması kabul edilemez. Bu, ne şehitlerimizin hatırasına, ne de milletimizin sabrına saygıdır. Barış, teröristlerle pazarlıkta değil, hukukun ve adaletin üstün tutulmasıyla sağlanabilir.
Terör örgütleriyle müzakere ederek çözüm aramak, devlet olmanın anlamını zayıflatır. Devlet, milletin güvenliği ve adaleti için taviz vermez, vermemelidir.
Tarih bize şunu göstermiştir:
- İngiltere’nin terör örgütü ile mücadelesinde, barış ancak örgütün silah bırakmasıyla mümkün olmuştur.
- Sri Lanka, terör örgütünü tamamen askeri ve stratejik yöntemlerle ortadan kaldırmıştır.
- Türkiye’nin geçmiş deneyimleri ise, terör örgütü ile yapılan müzakerelerin sadece örgütün güçlenmesine neden olduğunu ortaya koymaktadır.
Devletin terörle mücadelede yapması gereken bellidir: Kararlı, adil ve şeffaf bir yöntemle, milletin desteğini arkasına alarak hareket etmek. Terör örgütleriyle pazarlık, devlete olan güveni sarsar ve milletimizin vicdanında derin yaralar açar. Sonuç olarak, barış teröristlerle masada değil, adalet ve hukukun üstünlüğü ile sağlanır. Türkiye, bu konuda tarihinden ders çıkararak hareket etmelidir.
Devletimizin terörle mücadeledeki kararlı duruşu, milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu daha da pekiştirmelidir. Yetkilileri, milletimizin vicdanına ve anayasal sorumluluklarına uygun davranmaya davet ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti sahipsiz değildir ve adalet herkes için şarttır.” ifadelerini kullandı.
BARIŞ VE BİRLİK TALEPLERİ HUKUKUN İÇİNDE KARŞILANMALIDIR
Uzun son olarak, "Adalet Birlik Partisi olarak, terörle mücadelede hukukun üstünlüğünü esas alarak şehitlerimizin hatırasının korunması için çalışmaya devam edeceğiz. Terörle pazarlık yerine, adaletin ve milletimizin birlik taleplerinin karşılanması gerektiğine inanıyoruz" dedi.